Bir Kitaptan Diğerine Yolculuk

Öncelikle bir kitap mutlu sonla da bitse mutsuz sonla da bitse bir hüzün kaplar içimi. Okuduğum kitaptaki karakterlerin varlığına ve oluşturduğum hayal ürünü görünüşlerine o kadar inanırım ki bazen bu karakterler benim arkadaşlarımdan, ailemden, sevgililerimden biri olur çıkar. Hiç olmasa bu karakterlerle bir kez karşılaşmış olduğum hissine kapılırım. Bazen de karakterlerden biri yerine kendimi koyarım. Eh haliyle kitap bittiğinde de o kişiyle bir daha görüşemicek şekilde ayrılmışız hissine kapılırım. Gerçeğin ayırdına vardığımda, kitabı baştan sona bir düşünür hazmetmeye çalışırım. Sonra bir bakmışım özlem duygusuna kaptırmışım kendimi. Kitapta olan olayları gerçek hayatta oluyormuş gibi hissettiğimden aslında kitap okuma hevesim hala yerinde olur ve hemen bir başka kitaba başlamak için kütüphanemin önüne geçerim. Zar zor kitaba karar verdikten sonra ilk satırı okuduğumda genellikle eski kitabın karakterleriyle devam ederim. Bu demektir ki Seda daha hazır değilsin önce son okuduğun kitabın hissettirdiği duygularla yaşamalısın. Üzülerek bir zaman sonra kendilerine veda ederim.

Gel gelelim o kadar etkilendiğim, tüm gerçekliğiyle yaşadığım, duygularla okuduğum kitapları nasıl unutuyorum arkadaş anlamıyorum sinirlerim bozuluyor. Hafızayla ilgili problemlerim var ama sanırım doğru yanıtı buldum. Beni üzen şeyleri hafızamın en derin köşelerine atmak gibi bir huyum var. Bazen bir mekan, bir resim veya bir insan hatırlatıverir en derinde kalmış hüzünlerimi. Bazen o kadar derindedir ki bunu ben mi yaşamıştım yoksa bu bir rüya mıydı deja vu mu yaşıyorum gibi düşüncelere kapılırım. Konudan da böyle sapar yazımı bitiririm.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kraliçe'nin Notaları | Serkan Gürkan, String Inspirations Quintet

Kitap: Eylül 2018’de Neler Okudum?