Kayıtlar

Şubat, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Film: The Theory of Everything

Resim
Öncelikle filmi izlemeye nasıl karar verdiğimden bahsetmek istiyorum; aslında bu filmi açtığımda arkadaşlarla romantik bir film gecesi yapalım demiştik. Drama ve romantiği görünce süper tam da istediğimiz türden diyip hiç bir bilgimiz olmadan konusunu dahi okumadan açmıştık. İlk 5 dakika içinde arkadaşlarım uyuduğundan dolayı bende filmi kapayıp başka bir bahara saklamıştım. Sonrasında bir başka arkadaşım bu filmi önerdi, o zaman benim geçende açmış olduğum film olduğunu bile fark etmemiştim. Hatta filmi izlemeden birçok kişiye de önerdim. Halam ve babam bile benden önce izlediler. Sonra şu sıralar hiçbir şey yapmama isteğime karşın dedim ki otur Seda izle şu filmi, evet izlemek için kendimi zorladım. Ama iyi ki izlemişim. Stephen Hawking'in zekasına söyleyebilecek tek bir sözüm yok, zekam yetmez yani o derece :) Beni asıl filme bağlayan tabi ki dram kısmı oldu. Damarımı kesseniz kanımdan dram akacak, öyle çok seviyorum. Üzülmek hoşuma gidiyor galiba. Ya da artık filmlerde ve

Bir Kitaptan Diğerine Yolculuk

Öncelikle bir kitap mutlu sonla da bitse mutsuz sonla da bitse bir hüzün kaplar içimi. Okuduğum kitaptaki karakterlerin varlığına ve oluşturduğum hayal ürünü görünüşlerine o kadar inanırım ki bazen bu karakterler benim arkadaşlarımdan, ailemden, sevgililerimden biri olur çıkar. Hiç olmasa bu karakterlerle bir kez karşılaşmış olduğum hissine kapılırım. Bazen de karakterlerden biri yerine kendimi koyarım. Eh haliyle kitap bittiğinde de o kişiyle bir daha görüşemicek şekilde ayrılmışız hissine kapılırım. Gerçeğin ayırdına vardığımda, kitabı baştan sona bir düşünür hazmetmeye çalışırım. Sonra bir bakmışım özlem duygusuna kaptırmışım kendimi. Kitapta olan olayları gerçek hayatta oluyormuş gibi hissettiğimden aslında kitap okuma hevesim hala yerinde olur ve hemen bir başka kitaba başlamak için kütüphanemin önüne geçerim. Zar zor kitaba karar verdikten sonra ilk satırı okuduğumda genellikle eski kitabın karakterleriyle devam ederim. Bu demektir ki Seda daha hazır değilsin önce son okuduğun ki

Alıntı #1

"İşin üzücü yanı, şu ana kadar yaşamını yaşamda değil de beyninde yaşıyor olmasıydı. Kadınsı imgelemin mahvedici, elini kolunu bağlayıcı gücüne yenilmişti."   Elizabeth Dunkel / Her Kadın Bir Rus Şaire Aşık Olur 

Günlük Yatış Rutinim

Tüm makyaj, güzellik bloglarında okuyup kıskandığım "cilt bakım rutinim, saç bakım rutinim, bıdı bıdı rutinim" gibi başlıkları kendime uyarladım ve sonuç ne yazık ki şu tatil zamanı oluşturabildiğim tek rutin konum günlük yatış rutinim oldu... Günüm 09:30 - 10:00 sularında annemin kahvaltıya kalkıcan mı? ve türevleri sorularıyla başlıyor. Genellikle ilk seslendiğinde kalkamıyorum bir iki işkence sonucu kalkıyorum. Elimi yüzümü yıkamama rağmen uyur gözlerimle gidip sofraya oturuyorum. Yemek yemeye başlayınca tabi ki  o heyecanla ayılıyorum. Sonrasında eğer annem spora gidiyorsa o kahvaltıları kaldırmak bana kalıyor. Bir sonraki işlem yatağa tekrar atlayarak, yorganı omzuma atıp gazete okumak oluyor. Ardından telefonda instagram, twitter, facebook, blogger, snapchat aslında kısaca tüm sosyal medyanın anasını ağlatıp günlük stalklarımın da ilk aşamasını da tamamlayarak yataktan kalkıp ne yazık ki yatağımı akşam tekrar buluşmak üzere topluyorum. Saat 12:00 filan oluyor. Ondan

Büyüklerin Üniversite Öğütleri

Üniversite öğrencisiyseniz eminim hepiniz bir büyüğünüzden - bu otobüste yanınızda oturan yaşlı bir amca da olabilir, her an her yerde karşınıza çıkabilirler - çeşitli öğütler duymuşsunuzdur. En çokta şu cümle söylenir. Öğrencilik yıllarınızın kıymetini bilin o günler geri gelmeyecek... Şahsen hep kulak arkası ettiğim öğütler olmuştur, bir çoğumuzun yaptığı gibi. Bir Yıldız Teknik'li olarak; Ben hayatımda USİS sistemi gibi bir bela görmemiştim. (İşkence çekiyoruz resmen, alt yapı sıfır.) Ben hayatımda hiç seçmeli ders altında mecburi ders almamıştım.  Ben hayatımda  hiç bu kadar ödev yapmamıştım. Ben hayatımda hiç bu kadar çalışmamıştım. (YGS - LYS zamanı bu kadar çalışsam Boğaziçindeydim yeminle) Ben hayatımda hiç bu kadar çok proje yapmamıştım. Daha doğrusu üniversiteden önce proje sayılabilecek bir şey yapmamıştım.(Son bir ay o proje sıkışır sıkışır, en son kafayı yiyerek bitirirsin.) Ben hayatımda hiç bu kadar çok ders dinlememiştim. Ben hayatımda sınav zamanları hi