Kitap: Aralık 2017'de neler okudum?
Her yılın Aralık ayında gelen bir dürtü ile evet yeni senede de daha çok blog yazısı paylaşacağım düşüncesi bu sene de beni yalnız bırakmadı. :)
Aralık ayında okuduğum kitaplar ile ilgili yorumlarımı yazdığım ilk blog postunu buraya bırakıyorum.
Kitap okumakta zorlandığım zamanlardan birinde kitabı arkadaşımdan alıp aa iyi güzel kısaymış bu diyerek çantama attığım ve aylarca çantamda dolaşan kitap.
Sonunda okuyacağım seni diye metrobüste açtığım ilk sayfası eve gidene kadar yarılanmıştı zaten ve o gün içerisinde bitirdim. Sürükleyici bir kitap olduğunu söyleyebilirim, sonunda ne olduğunu anlayabilmek için insan bir çırpıda okumak istiyor. Okurken bolca kadın sen gerizekalı mısın? Allahım sen manyak mısın? Neden böyle davranıyorsun yarappim? diye söylendim durdum ve kendimce kitaptaki karaktere gıcık oldum. Bu kadar zayıf olmak zorunda mısın ey kadın!
Sonuç olarak; çok fazla beyin yormadan hızlıca okunabilecek bir kitap olarak yorumlayabilirim.
Gelelim ikinci kitabımıza, hazır kitap okumaya başlamışken hız kesmeden devam etmeliyim dedim ve arkadaşımın hediye ettiği bu kitabı okumaya başladım. Öncesinde bir internette araştırma yaptım ve kitabın çok beğenildiğini gördüm haliyle biraz beklentilerim yüksek başladım okumaya. Açık konuşmak gerekirse kitabı bitirmek için kendimi zorladım.
Evet kadının edebiyattaki yerinden bahsediyor, ne zorluklar çekilerek kadınların edebiyatta söz sahibi haline geldiğini anlatıyor bunlar çok güzel ancak o kadar çok isimden bahsediyor ki; kendimi bol bol cahil hissettim çoğu ismi tanımıyordum ve dolayısıyla onların yazılarını ve tarzlarını bilemediğimden gözümde çok fazla canlandıramıyordum. Bir de çok fazla alıntılar vardı, her seferinde kitabın en arka sayfasını aç, kaçtı bu heh 51 karıştır karıştır bul oku tamam buymuş hadi kaldığın yere geri dön şimdiyle geçti. Kendimi bir kaptıramadım. Jane Austen ve Charlotte Bronte'yi görünce gurbette Türk görmüş gibi bir sevince kapıldım. Pes etmedim ve bitirdim.
Sonuç olarak; 19. yüzyıl kadın yazarlarına hakimseniz keyifle okunacak, bilgilendirici ve beyin açıcı bir kitap.
Bitirdiğim son kitaba gelecek olursak bu da eski yöneticimin hediye ettiği kitaplardan biriydi. Aralık ayında kendi aldığım bir kitabı okumak nasip olmamış anlaşılan. :)
Polisiye olarak adlandırabileceğimiz bir roman, keyifle ve sıkılmadan okudum. Çok muhteşem miydi diye sorduğumda kendime hayır ne yazık ki o etkiyi yaratmadı ama okuduğuma da pişman değilim.
Sonuç olarak; tam kafa dağıtmalık ve rahat okunan bir kitaptı. Güzeldi, iyiydi, hoştu ama bu kadardı.
#2018 benim yılım olacak dostum!
Aralık ayında okuduğum kitaplar ile ilgili yorumlarımı yazdığım ilk blog postunu buraya bırakıyorum.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig
Kitap okumakta zorlandığım zamanlardan birinde kitabı arkadaşımdan alıp aa iyi güzel kısaymış bu diyerek çantama attığım ve aylarca çantamda dolaşan kitap.
Sonunda okuyacağım seni diye metrobüste açtığım ilk sayfası eve gidene kadar yarılanmıştı zaten ve o gün içerisinde bitirdim. Sürükleyici bir kitap olduğunu söyleyebilirim, sonunda ne olduğunu anlayabilmek için insan bir çırpıda okumak istiyor. Okurken bolca kadın sen gerizekalı mısın? Allahım sen manyak mısın? Neden böyle davranıyorsun yarappim? diye söylendim durdum ve kendimce kitaptaki karaktere gıcık oldum. Bu kadar zayıf olmak zorunda mısın ey kadın!
Sonuç olarak; çok fazla beyin yormadan hızlıca okunabilecek bir kitap olarak yorumlayabilirim.
Kendine Ait Bir Oda - Virginia Woolf
Gelelim ikinci kitabımıza, hazır kitap okumaya başlamışken hız kesmeden devam etmeliyim dedim ve arkadaşımın hediye ettiği bu kitabı okumaya başladım. Öncesinde bir internette araştırma yaptım ve kitabın çok beğenildiğini gördüm haliyle biraz beklentilerim yüksek başladım okumaya. Açık konuşmak gerekirse kitabı bitirmek için kendimi zorladım.
Evet kadının edebiyattaki yerinden bahsediyor, ne zorluklar çekilerek kadınların edebiyatta söz sahibi haline geldiğini anlatıyor bunlar çok güzel ancak o kadar çok isimden bahsediyor ki; kendimi bol bol cahil hissettim çoğu ismi tanımıyordum ve dolayısıyla onların yazılarını ve tarzlarını bilemediğimden gözümde çok fazla canlandıramıyordum. Bir de çok fazla alıntılar vardı, her seferinde kitabın en arka sayfasını aç, kaçtı bu heh 51 karıştır karıştır bul oku tamam buymuş hadi kaldığın yere geri dön şimdiyle geçti. Kendimi bir kaptıramadım. Jane Austen ve Charlotte Bronte'yi görünce gurbette Türk görmüş gibi bir sevince kapıldım. Pes etmedim ve bitirdim.
Sonuç olarak; 19. yüzyıl kadın yazarlarına hakimseniz keyifle okunacak, bilgilendirici ve beyin açıcı bir kitap.
Kördüğüm - Ayşe Kulin
Bitirdiğim son kitaba gelecek olursak bu da eski yöneticimin hediye ettiği kitaplardan biriydi. Aralık ayında kendi aldığım bir kitabı okumak nasip olmamış anlaşılan. :)
Polisiye olarak adlandırabileceğimiz bir roman, keyifle ve sıkılmadan okudum. Çok muhteşem miydi diye sorduğumda kendime hayır ne yazık ki o etkiyi yaratmadı ama okuduğuma da pişman değilim.
Sonuç olarak; tam kafa dağıtmalık ve rahat okunan bir kitaptı. Güzeldi, iyiydi, hoştu ama bu kadardı.
#2018 benim yılım olacak dostum!
Yorumlar
Yorum Gönder