Kitap: Kasım-Aralık 2018'de Neler Okudum?
Bir yılı daha bitiriyoruz...
Aralık 2017'de ne demiştim? "Yine blog yazmaya başlayacağım." Bence fena geçmedi bu sene evet, istediğim kalitede ve sıklıkta yazmamış olabilirim ama bir şeyler için çabaladım bu da bir aşamadır değil mi? :)
En azından okuma hedefimi tamamladım. 15 demiştim ve 18 kitapla yıla veda ediyorum. Şimdi hedefi biraz daha yükseltelim ve 22 diyelim. (25'i gözü yemedi 2-3de olsa az olsun be)
Hedeflerden bahsetmişken kendimize yeni yıl için sözler verirken bunları uygulamaya dökebileceğimiz bir yöntem için size Barış Özcan'ın bizlere hazırlamış olduğu 2019'da zinciri kırma yazısını/videosunu şuraya bırakıyorum.
Şimdiyse Kasım ve Aralık'ta okuduğum kitaplara gelelim. Kasım'da ha yazdım ha yazacağım derken yine oldu Aralık sonu.
Çevresindeki insanların gerçek yüzünü görebilmek, davranışlarının gerçek sebeplerini öğrenebilmek ve eşini içinde bulunduğu buhrana karşı avutabilmek için psikoloji kitapları okuyup hatta bir öğretmen tutup ders alan bir kadın.
Yine yoksulların, öksüz çocukların ve yardıma muhtaç insanlar için kurulan kurumlarda çıkarcı kişilerin çalıştığını fark edip gönüllülük üzerine kurulu bir yardım kampanyası başlatarak yeni yurtlar yemekhaneler kurulmasına vesile olan kadın.
Dünyaca ünlü eserlerin Farsça'ya çevrilmesi için çaba vermiş ve yayın işine girmiş, okuma yazma bilmeyenler için dershaneler açmış.
Kadın haklarını bilen bir neslin yetişmesi için bunu spor stadyumu açarak yapmayı hedeflemiş. Genç kızların jimnastik elbisesiyle kalabalık karşısına çıkması ayıp sayıldığı için kız sporcular için stadyum kurdurtmuş.
Hakkında devamlı yalan haberler çıkmış. Buna rağmen şunu söylüyor; “Ben geleceğe; getireceği şeyler ne olursa olsun, güven ve umutla bakıyorum."
Kitabın sonunda İran şahının da bir kaç yazısı paylaşılmış. Kitabı okurken bunu yapacak bir profilde olduğunu düşünmemiştim. Kitap ister istemez vatan sevgisini barındırıyor ve tabi ki kendi haklı yönlerini gösteriyor bazen samimiyetlerine inanmakta zorluk çektiğimi söyleyebilirim. Sanki halkın bilmesini istediklerimizi böyle bir hikayeye uyarladık ve şimdi de size sunuyoruz havası da yok değildi.
Gençliğe yeni adım atmakta olan bir kızın kendini keşfetme ve hayatı sorgulama çağında gizli bir bölmede 2 sene boyunca korkuyla saklandığını düşünün. Gökyüzünü ancak tavan arasında ufak bir pencereden görüyor çoğu zaman o pencereyi açamıyor bile. Yemek, temizlik, tuvalet ihtiyacı gibi şeyleri paylaşmaya dilim dahi varmıyor. Buna rağmen içinde bir yerlerde hala umudu kalbinden esirgemiyor. Aşağıda yaşadığı duygu durumlarını ifade edeceğini düşündüğüm bir kaç alıntı paylaşıyorum;
————————
“Ben kendimden başka kimden yardım umabilirdim ki? Kimi zaman öyle yardıma ihtiyacım oluyor ki! Güçsüz görüyorum çoğu zaman kendimi, hor görüyorum. Kusurlarımı biliyorum, düzeltmek istiyorum, didinip duruyorum.”
————————
“Bense bir köşeye sığınıp, bütün bu gürültü içindeyim artık, ölmüşüm, yaşamışım umurumda bile değil. Ben olmasam da dünya gene dönecek, ne kısmetse o olacak, üst yanı yalan.”
————————
“Öldükten sonra da yaşamak istiyorum. Onun için Tanrı’ya bana bu verdiği bağışladığı, kendimi geliştirmek, yazıyla kendimi, içimdekileri anlatmak kolaylığını verdiği için dualar ediyorum.”
————————
“Gökyüzüne gözlerini korkusuzca kaldırabildiğin, içinin temiz olduğuna inandığın sürece mutluluk yitirilmiş değildir.”
————————
Kendisi Tüyap kitap fuarında büyük bir heyecanla aldığım 3'lü kitap serisinin ilk kitabı olma şerefine erişiyor.
Normalde popüler yeni kitaplar okumayı sevmiyorum, ama bunu es geçemedim.
Romanları ve biyografileri daha çok sevdiğimi önceden paylaşmıştım. Benim okumaya alışık olmadığım bir türdü. Bilimsel veriler ve tarihin harmanlanmış bir özeti. Yazılanlara inanıp inanmayacağınız tamamiyle size kalmış, hiçbir şekilde üstünüze bazı bilgilerin empoze edilmeye çalışıldığı fikrine kapılmıyorsunuz. (Evrenin Big Bang patlaması ile oluştuğu, insanların maymun soyundan gelen bir hayvan olduğu vb.)
İlk dikkatimi çeken Türkiye ile ilgili çok fazla örnek veriyor olmasıydı, dedim adam bizim ülkeye takmış. Doğruluğundan emin olmasam da duyduğum kadarıyla kitabın basıldığı ülkeye göre örnekler farklı verilerek bir çok kitap oluşturulmuş. Eğer bu doğruysa helal olsun diyorum!
Kitapta hızlı ilerlesem de siyaset mevzuları işin içine girince ivmem hayli azaldı. Ama yılmadım bitirdim. Instagram'da yaptığım oylamaya göre farklı bir kitaba değil seriye devam etmemi istediniz. (Oylamaya katılan 11 kişiden Allah razı olsun skfjdk :) beni çok mutlu ettiniz sevgili arkadaşlarım) Evet bir de Instagram sayfası açtım çünkü neden olmasındı? :)
Takip etmek isterseniz --> https://www.instagram.com/sozersedablog/
Yeni yıla Homo Deus ile devam edeceğim dolayısıyla bakalım Ocak ayının sonunda bitirmiş olabilecek miyim?
Herkese musmutlu, (mutluluk neydi sorgulayacağım bir yıl olacak!) tüm dileklerinizin gerçekleşmese bile sizin bunları gerçekleştirmek adına adım atacağınız bir yıl olmasını dilerim. Sevgiyle büyüyeceğimiz nice güzel yıllara!
Aralık 2017'de ne demiştim? "Yine blog yazmaya başlayacağım." Bence fena geçmedi bu sene evet, istediğim kalitede ve sıklıkta yazmamış olabilirim ama bir şeyler için çabaladım bu da bir aşamadır değil mi? :)
En azından okuma hedefimi tamamladım. 15 demiştim ve 18 kitapla yıla veda ediyorum. Şimdi hedefi biraz daha yükseltelim ve 22 diyelim. (25'i gözü yemedi 2-3de olsa az olsun be)
Hedeflerden bahsetmişken kendimize yeni yıl için sözler verirken bunları uygulamaya dökebileceğimiz bir yöntem için size Barış Özcan'ın bizlere hazırlamış olduğu 2019'da zinciri kırma yazısını/videosunu şuraya bırakıyorum.
Şimdiyse Kasım ve Aralık'ta okuduğum kitaplara gelelim. Kasım'da ha yazdım ha yazacağım derken yine oldu Aralık sonu.
Sürgündeki Prenses Süreyya
Yine yoksulların, öksüz çocukların ve yardıma muhtaç insanlar için kurulan kurumlarda çıkarcı kişilerin çalıştığını fark edip gönüllülük üzerine kurulu bir yardım kampanyası başlatarak yeni yurtlar yemekhaneler kurulmasına vesile olan kadın.
Dünyaca ünlü eserlerin Farsça'ya çevrilmesi için çaba vermiş ve yayın işine girmiş, okuma yazma bilmeyenler için dershaneler açmış.
Kadın haklarını bilen bir neslin yetişmesi için bunu spor stadyumu açarak yapmayı hedeflemiş. Genç kızların jimnastik elbisesiyle kalabalık karşısına çıkması ayıp sayıldığı için kız sporcular için stadyum kurdurtmuş.
Hakkında devamlı yalan haberler çıkmış. Buna rağmen şunu söylüyor; “Ben geleceğe; getireceği şeyler ne olursa olsun, güven ve umutla bakıyorum."
Kitabın sonunda İran şahının da bir kaç yazısı paylaşılmış. Kitabı okurken bunu yapacak bir profilde olduğunu düşünmemiştim. Kitap ister istemez vatan sevgisini barındırıyor ve tabi ki kendi haklı yönlerini gösteriyor bazen samimiyetlerine inanmakta zorluk çektiğimi söyleyebilirim. Sanki halkın bilmesini istediklerimizi böyle bir hikayeye uyarladık ve şimdi de size sunuyoruz havası da yok değildi.
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Gençliğe yeni adım atmakta olan bir kızın kendini keşfetme ve hayatı sorgulama çağında gizli bir bölmede 2 sene boyunca korkuyla saklandığını düşünün. Gökyüzünü ancak tavan arasında ufak bir pencereden görüyor çoğu zaman o pencereyi açamıyor bile. Yemek, temizlik, tuvalet ihtiyacı gibi şeyleri paylaşmaya dilim dahi varmıyor. Buna rağmen içinde bir yerlerde hala umudu kalbinden esirgemiyor. Aşağıda yaşadığı duygu durumlarını ifade edeceğini düşündüğüm bir kaç alıntı paylaşıyorum;
————————
“Ben kendimden başka kimden yardım umabilirdim ki? Kimi zaman öyle yardıma ihtiyacım oluyor ki! Güçsüz görüyorum çoğu zaman kendimi, hor görüyorum. Kusurlarımı biliyorum, düzeltmek istiyorum, didinip duruyorum.”
————————
“Bense bir köşeye sığınıp, bütün bu gürültü içindeyim artık, ölmüşüm, yaşamışım umurumda bile değil. Ben olmasam da dünya gene dönecek, ne kısmetse o olacak, üst yanı yalan.”
————————
“Öldükten sonra da yaşamak istiyorum. Onun için Tanrı’ya bana bu verdiği bağışladığı, kendimi geliştirmek, yazıyla kendimi, içimdekileri anlatmak kolaylığını verdiği için dualar ediyorum.”
————————
“Gökyüzüne gözlerini korkusuzca kaldırabildiğin, içinin temiz olduğuna inandığın sürece mutluluk yitirilmiş değildir.”
————————
Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens / Yuval Noah Harari
Normalde popüler yeni kitaplar okumayı sevmiyorum, ama bunu es geçemedim.
Romanları ve biyografileri daha çok sevdiğimi önceden paylaşmıştım. Benim okumaya alışık olmadığım bir türdü. Bilimsel veriler ve tarihin harmanlanmış bir özeti. Yazılanlara inanıp inanmayacağınız tamamiyle size kalmış, hiçbir şekilde üstünüze bazı bilgilerin empoze edilmeye çalışıldığı fikrine kapılmıyorsunuz. (Evrenin Big Bang patlaması ile oluştuğu, insanların maymun soyundan gelen bir hayvan olduğu vb.)
İlk dikkatimi çeken Türkiye ile ilgili çok fazla örnek veriyor olmasıydı, dedim adam bizim ülkeye takmış. Doğruluğundan emin olmasam da duyduğum kadarıyla kitabın basıldığı ülkeye göre örnekler farklı verilerek bir çok kitap oluşturulmuş. Eğer bu doğruysa helal olsun diyorum!
Kitapta hızlı ilerlesem de siyaset mevzuları işin içine girince ivmem hayli azaldı. Ama yılmadım bitirdim. Instagram'da yaptığım oylamaya göre farklı bir kitaba değil seriye devam etmemi istediniz. (Oylamaya katılan 11 kişiden Allah razı olsun skfjdk :) beni çok mutlu ettiniz sevgili arkadaşlarım) Evet bir de Instagram sayfası açtım çünkü neden olmasındı? :)
Takip etmek isterseniz --> https://www.instagram.com/sozersedablog/
Yeni yıla Homo Deus ile devam edeceğim dolayısıyla bakalım Ocak ayının sonunda bitirmiş olabilecek miyim?
Herkese musmutlu, (mutluluk neydi sorgulayacağım bir yıl olacak!) tüm dileklerinizin gerçekleşmese bile sizin bunları gerçekleştirmek adına adım atacağınız bir yıl olmasını dilerim. Sevgiyle büyüyeceğimiz nice güzel yıllara!
Yorumlar
Yorum Gönder